27 Ekim 2015 Salı

Basra Körfezi ve çevresi bu yüzyılın sonuna kadar yaşanmaz hale gelebilir

Nature Climate Change dergisi iki gün önce çok ürkütücü bir makale yayınladı (Pal ve Eltahir, 2015).  Makaleye göre, bu yüzyılın sonuna kadar Suudi Arabistan, BAE, ve Güney Iran'da bir çok şehir yaşanmaz hale gelecekmiş.  Buraları bugün bile çok nemli ve çok sıcak yerler.  Mesela, Dhahran, Dubai, Abu Dabi,  ve Bandar Abbas şehirlerinde şu anda bile günlük maximum yaş termometre sıcaklığı (TWmax ya da wet bulb temperature) senenin bir çok gününde 30 derecenin üzerine çıkıyormuş.  Aşağıdaki şekilde bu açık net olarak görülüyor.

İnsan vücudunun dayanabileceği en yüksek yaş termometre sıcaklığı 35 derece imiş.  Yaş termometre sıcaklığı bildiğimiz normal hava sıcaklığından biraz farklı bir şey.  Termometreyi ıslak pamuğa sararsak elde edeceğimiz sıcaklığa yaş termometre sıcaklığı deniyor.  Yani buharlaşma yolu ile ısı kaybını da içeriyor.  Kuru sıcak havalarda yere su serpelerseniz nasıl hava biraz serinler.  İşte o serinleme yaş termometre sıcaklığı ile kuru termometre (yani normal hava) sıcaklığı arasındaki farktan geliyor.  Kuru iklimlerde, bu fark 15-20 derece olabiliyor.  Mesela, Avustralya'nın içlerinde bir çok yerde yaz aylarında hava sıcaklıkları 40-45 dereceyi buluyor ama yaş termometre sıcaklığı 20 yi nadiren geçiyor.  Çünkü buraları çok kuru yerler ve hava sıcak da olsa buharlaşma yolu ile serinlemek mümkün oluyor.  Ankara'nın mesela yazları çok sıcak olur ama insanı boğmaz, çünkü biraz terleyince farketmeden vücut serinler.  Çünkü, Ankara'da yaş termometre sıcaklığı 20 dereceyi aşmıyor (tüm Türkiye illerinde yaş termometre sıcaklıkları için tıklayın: http://www.yolyapi.com.tr/en/Design/RegionalWetBulbTemperatureValues).

Dayanılabilirlik sınırının 35 derece olması da anlaşılır bir şey.  Yaş termometre sıcaklığı 35 derece olunca, buharlaşma yolu ile serinlemek icin suyun sıcaklığının 35 derecenin üzerinde olması gerekiyor.  Vücut sıcaklığı bildiğiniz gibi 36.5 derece.  Deriden havaya ısı transferi için her zaman küçük bir delta T (sıcaklık farkı) olması gerektiğine göre, yaş termometre sıcaklığı 35 dereceyi bulduğunda artık terleyerek serinlemek imkansız hale geliyor.  Vücut da kendi ısısı içinde pişiyor.  Yaş termometre 35 dereceyi bulduktan sonra orada yaşamak imkansız yani.

Pal ve Eltahir'in Nature Climate Change dergisinde iki gün önce yayınlanan bu makalesine göre, Basra körfezi civarında bir çok yerde yaş termometre sıcaklıkları 35 dereceyi bulacak.  Nereden biliyorlar derseniz, bilgisayar modellemesi tabii.  O bölgede yaptıkları bir "Bölgesel İklim Modellemesi" sonucu.  25-kilometre imiş modeldeki hücre büyüklüğü (grid size).  Sonuçları şöyle:


Kırmızı ve yeşil çizgiler şu anlama geliyor.  Kırmızı sıcaklıklar, eğer iklim değişikliği üzerine dünya önlem almazsa, bugünkü gibi elektriği fosil yakıtlardan üretmeye devam ettiğimiz takdirde oluşacak şartlara tekabül ediyor.  Yeşil sıcaklıklarda , bazı tedbirler alındığı zaman olacak olanlar.  Bu kırmızı ve yeşil çizgiler IPCC nin RCP4.5 (yeşil) ve RCP8.5 (kırmızı) senaryolarındaki gelecek iklim şartlarına göre modellenmiş.  Bu senaryoların ne olduğunu merak ederseniz, IPCC raporlarına bakmanız gerekiyor.

Daha fazla söz söylemeye gerek yok.  Şekiller gerekeni söylüyor.  Dünya mevcut minval üzerinden devam ederse, iklim değişikliğine karşı bir tedbir alınmazsa, Suudi Arabistan'nın güneyi ve Birleşik Arap Emirlikleri yaşanmaz hale gelecek.  Hac mevsiminin yaza geldiği senelerde, hac yapmak imkansızlaşacak.

İklim değişikliğine karşı, gerek Turkiye'de gerek Avustralya'da hala durumu kabullenmek istemeyen insan çok. Şu anda bir sürü bela başımızda iken buna kafa yoracak vaktimiz yok diyenlerden başlayarak bütün bunlar komunist uydurması (ya da siyasi egiliminize gore Amerikan uydurması , kapitalist sistemin dünyaya dayatması) diyenlere kadar geniş bir spektrumda insanlar kafalarını kuma gömmeye tercih ediyor.

Bu belanın yanında aslında İŞİD falan halt etmiş çünkü geldiği zaman hepimizi yakacak. Umarım hepsi komünist-kapitalist-Amerikan-çevreci uydurmasıdır ve hiç bir şey olmaz.  Aksi halde, biz değilsek bile çocuklarımız ve torunlarımız çekecek ceremesini bizim bugünkü umursamazlığımızın.

Reference:
Pal, J S,  & Eltahir, E A B (2015), Future temperature in southwest Asia projected to exceed a threhold for human adaptability, Nature Climate Change. doi:10.1038/nclimate2833


1 yorum:

Faik Alper SÖKMEN dedi ki...

Yazıdaki korkunç tablo hiç kimsenin uydurması değil; apaçık Tabiat Anamızın feryadının tablolara ve yazıya dökülmüş hali. Çok teknik bilgi sahibi olmadan bile yeryüzünün çölleşme haritalarına bakmak yeterli. 10 sene önceki yeşil alan haritaları ile bugünküleri kıyasladığınızda çölleşme hızı tüylerimizi diken diken etmeye yetiyor.
Yaşanan doğal afetler, Tabiat Anamızın tokatları niteliğinde, çoğunlukta davul zurna etkisi dahi yapmasa da.
Bu yüzyılın sonunu beklemeyecek, tabiat, bu gidişle. Torunlarımıza şimdiden acımalıyız.