Bu sabah erkenden Avustralya ile önemli bir videochat vardı. Bir kaç ay içinde kontratı imzalayıp başlamayı umduğumuz projenin hazırlık toplantılarından biri. Başlama zamanı Avustralya saati ile 8:30, Luoyang saati ile 6:30. Normal olarak 5:30 da uyanıyorum zaten. O yüzden çok uygunsuz bir zaman değil. Nedense bu sabah 4 te uyandım. Yatakta biraz sağa sola döndüm. Uyku basmayınca kalktım. Erken kalkınca, kahvaltımı yapmaya traş olmaya falan da vaktim oldu. Evde internet hızı çok iyi. Toplantıya sorunsuz bağlandım. Avustralya'da beş şehirden katılanlar vardı, ben Luoyang'dan, modern teknoloji harika.
Toplantının sonuna doğru dışarıdan gümbür gümbür bir bando sesi gelmeye başladı. Saat 8. Bu saatte nedir ki bu derken toplantı bitti. Evden çıkınca gördüm, yandaki apartıman binasının önüne üç dört tane speaker koymuşlar, bir keyboard, bir borazan, ve vurmalı çalgılar, bastırmış gidiyorlar.
Biraz dinledim sonra yola koyuldum. Yollarda millet kahvaltılık alıyor yiyor. Ben kahvaltıyı saat 4:30 de yapmışım. Şimdi saat 8:30. Karnım acıkmış. Her sabah önünden geçerken merak ettiğim bir tezgahtan kızarmış hamur (pişik deniyor bizde sanırım) ve haşlanmış yumurta aldım. İşte tezgah bu.
Ofise gidince, çay suyunu kaynattım, çayımı yaptım ve afiyetle yedim.
Gördüğünüz kahvaltılık için 2 yuen ödedim tezgahta (yani yaklaşık 1 YTL). Yanımda bozuk para yoktu, telefonla ödedim.
***
Bizim mahalledeki bakkalda beyaz peynir bulunmuyor. Evde beyaz peynir bitmişti, biraz daha büyük bir markete gittik dün akşam. Mesafe 6 kilometre falan ama otobüs kartımız var. Atladık gittik. Anti parantez, otobüsler hem sık hem ucuz, adam başı 1 yuen (yani 50 kuruş hemen hemen) ve şimdiye kadar beş dakikadan daha fazla otobüs beklediğimizi hatırlamıyorum .
Gittigimiz yerde "Gallery" diye tabelası olan (yani ingilizce tabelası olan) bir lokanta gördük. Daha önce de önünden bir kaç kez geçmiştik. Hadi bir deneyelim dedik. Menüde hem batı mutfağından, hem Çin mutfağından seçenekler var. Ben Çin mutfağından bir kombinasyon aldım:
Et suyu, kıymalı ıspanak, pilav üzeri haşlanmış dana eti/mantar/soğan, havuç salatası, ve bir de tofu. Tofu sağ üst köşedeki beyaz kase, hani resimde cacık gibi duruyor olan. Tofu mayalanmış soya fasulyesi hamurundan yapılıyor. Ben seviyorum. Tofunun bin bir çeşidi var. Nerden baksan fasulye hamuru, nesi farklı olacak denebilir. Değişik değişik farklı işlemlerden geçtikleri için dokuları farklı oluyor, sert, yumuşak, gözenekli, kaygan, ip gibi, plaka plaka, vb. Sade suya haşlayıp yerseniz hepsinin tadı aynı ama tofu hiç bir zaman sade yenmiyor. Değişik değişik malzemelerle (et, ot, ve saire) değişik şekillerde (kızartma, haşlama, ızgara) pişirilebiliyor. Dün akşamki tofu et suyunda pişirilmiş ve içine birazcık baharat konmuştu. Muhallebi gibi düşünün ama tatlı değil ve et suyunda pişmiş. İşte öyle bir şey. Benim hoşuma gider. Neyse, yukarıda gördüğünüz benim tepsinin fiyatı 40 yuen idi (yani aşağı yukarı kaba hesap 20 YTL).
Menüde kalamar vardı. Merak ettik onu da ısmarladık.
Kalamar servisi geldiğinde altı halka idi ama fotoğraf çekmeyi birer halka yedikten sonra akıl ettik. Sanırım 16 Yuendi (yani 8 YTL) kalamarın fiyatı. Kalamar güzeldi. Pizza çeşitleri de vardı ama pizza yemek istemedik. Meliz karabiber soslu dana etli Çin şehriyesi ve Çin ıspanağı ısmarladı. Onların fotoğrafını çekmedim. Porsiyonlar çok büyüktü. Sonuç olarak ben etli pilavımın yarısını tabakta bırakmak zorunda kaldım. Meliz de aynı şekilde, hatta yarısını bile yiyemedi. Yemeklerin tadı fena degildi ama çok yağlıydı. Şimdiye kadar hiç bir lokantada o kadar yağlı yemek yemedik. Tofumu bitirdim ama, onu sevdim. Bir daha o lokantaya gitmeyiz. İki kişi 120 yuen ödedik (60 YTL).
2 yorum:
Afiyet bal şeker olsun!
Halim afiyet olsun. O hamur işinin adı bişi. Sevgiler.
Yorum Gönder