23 Kasım 2015 Pazartesi

İŞİD ile mücadele stratejileri

“Onion” web sitesini takip ediyor musunuz bilmiyorum.  Tavsiye ederim.

http://www.theonion.com/r/51877 sayfasından tercüme ettim aşağıdaki paragrafı.

Terorist İŞİD grubunun üstlendiği Paris ve  diğer katliamlar sonrasında,  bir çok ülke teröre karşı nasıl mücadele edeceğini belirlemeye çalışıyor.  İşte, İslam Devletine karşı dile getirilen önde gelen stratejiler: 
  • İnsan hayatına değer vermeyen bir düşman ile mücadeleye dahil tüm zorlukları ayrıntılı olarak inceleyen uzun bir makale yayınlayalım.
  • Şiddet ve ölüm değişmez gerçeklikler diyerek kendimizi korkmamış gösterelim.
  • Bir darbe örgütleyelim ve kendi dilediğimiz IŞİD liderini başa getirelim.
  • 1.7 trilyon dolar harcayalım.
  • İŞİD ile 50-50 anlaşalım ki, kafir ve döneklerden bir miktar kalsın geride.
  • İŞİD savaşçılarını denize çekelim? 
  • Suriye içindeki liberal ve ılımlı hiziplere uzanarak bu sayede radikalizmi kucaklamaya mütemayil  genç Arap erkeklerini kendi saflarımıza çekmeye çalışırken uzun soluklu sosyoekonomik mücadeleleri hedef alıp sivil kayıpları sınırlandırarak sadece İŞİD militanlarını hedef alan kapsamlı bir strateji oluşturup bunu tüm müttefikler ile koordine bir şekilde ve çok basit bir dille açıklayıp İslami dünyada teröre karşı tüm güçleri ortak anti-terörist hedefler etrafinda birleştirelim.
  • Başkalarının çocuklarını eğitip ellerine silah verelim ve İŞİD i vurmaya onları gönderelim.
(Bu blog metni http://www.theonion.com/graphic/strategies-defeat-isis-51877 sayfasından Türkçeye çevrilmiştir)

18 Kasım 2015 Çarşamba

PKK IRA’ya benzer mi?

Terörizm denince, Türkiye’de bir çok insan Türkiye’nin başında dünyadaki benzer kampanyaların hepsinden çok daha azgın bir terörizm belasının olduğuna inanır.  Bu yüzden, diğer devletlerin terörle nasıl başa çıktığını araştırıp öğrenmek pek gündeme gelmez, çünkü onlara çare olan şeylerin zaten bize çare olması mümkün değildir.  Zira bizim başımızdaki terörizm, onlarınkine göre çok daha müthiştir.  Mesela, Fehmi Koru şöyle yazmıştı Habertürk gazetesinde:

“Ölüm, öldürme ve ölme sıradan bir iş bu coğrafyada......PKK’dan neredeyse 20 yıl önce silahlı mücadele yolunu seçmiş olmalarına rağmen, IRA ve ETA, 60 yılı aşan terör faaliyetlerinde, ilki 2000’in, diğeri de 900’un altında can kaybı verdirdi.  PKK ise onlardan çok daha kısa sürede 40 bin insanın ölümünden sorumlu.”(Çuvaldızı kendimize...17 Kasım 2015, Salı )

Şu sıralar IRA ve Kuzey Irlanda'daki olayların geçmişini okumaya çalışıyorum. Bu merakın nedenini asagida yazacagim.  Kuzey Irlanda’da “Troubles” denilen olaylar 1960’larda başladı ve 1998’de Good Friday anlaşması ile son buldu.  Arada geçen 30-40 sene zarfında (Fehmi Koru'nun yazdığı gibi 60 sene değil), 3600 i aşan insan öldüğü söyleniyor (David McKittrick and David McVea, MAKİNG SENSE OF THE TROUBLES,  2002). Kuzey İrlanda nüfusunun 2011 sayımına göre sadece 1.8 milyon olduğunu hesaba alırsak, bu 500 de bir demek.  Fehmi Koru’nun yukarıda verdiği 40 bin rakamını olduğu gibi kabul etsek bile, Kuzey İrlanda’daki zarar nüfusa oranla Türkiye’dekinin nerdeyse dört misli. Amacım Fehmi Koru'yu eleştirmek değil.  Kendisi Türkiye'de yazılarını ilgi ile okuduğum bir kaç yazardan birisi.   Onun yazısının ana fikri bu olmadığı için, herhalde hafızasına güvenip bir rakam girmiştir esas tezine destek olsun diye düşünüyorum.  Önemli değil.   Fehmi Koru tek de değil zaten.  Buna benzer şeyleri başkalarından da okudum ya da konuşurken duydum.

Aslında, başka milletlerin pratiğinden bizim öğreneceğimiz çok şey var ama maalesef pek ilgilenmiyoruz.  Mesela, hala hatırladığımda ilgisizliğimize şaşırırım, bundan yaklaşık kırk sene önce idi.  Yani Kuzey İrlanda’daki olayların en civcivli zamanları.  Ben Ankara’da okurken iki İngiliz Troçkist ile tanışmak fırsat oldu.  Biz de o zaman devrimci geçiniyoruz ya, bana sordular “siz ODTÜ lü devrimcilerin Kuzey İrlanda hakkındaki görüşleri ne” diye.  Arkadaşlarla bakıştık birbirimize, ne cevap versek diye.  Kuzey İrlanda’da bir şeyler olduğundan hayal meyal haberimiz vardı ama, o kadar işte.  Bir arkadaş, “bu olanlar hep emperyalistlerin oyunu, aslında bütün halklar kardeştir” falan gibi bir takım laflar etti.  İngilizler anladılar ki biz bu konuya Fransızız.  Daha fazla sormadılar.   O mahcubiyetten beri, en azından haberlerden izlemeye çalıştım Kuzey İrlanda’da olan bitenleri.

Bu nereden aklıma geldi şimdi?  7 Haziran seçimlerinden sonra, Kandil ile Türkiye arasında sıkışıp hareket alanı daralmış bir HDP ortaya çıkınca, 1998 Good Friday anlaşması öncesi IRA içindeki silahlı mücadeleyi savunan eski tüfeklere karşı demokratik mücadelenin daha kazançlı olacağını savunan IRA gençleri (mesela Gerry Adams) geldi aklıma.  Kuzey İrlanda hakkında bir kitap aldım.  Şu anda okuyorum.  Okuduktan sonra burada aktarmaya çalışacağım Türkiye ile belki kurulabilecek paralelleri.

Fotograf: The Troubles gallery - 40 years of conflict in Northern Ireland from the Belfast Telegraph archives (http://www.belfasttelegraph.co.uk/archive/events/the-troubles-gallery-40-years-of-conflict-in-northern-ireland-from-the-belfast-telegraph-archives-29947576.html)